RAMAZAN VE DOĞRULUK

  RAMAZAN VE DOĞRULUK

Yasin ULUSOY / Din Hizmetleri Uzmanı

                                           

Diyanet İşleri Başkanlığımız, her yıl toplumda duyarlılık ve farkındalık oluşturmak amacıyla bireysel ve toplumsal yaşantımıza ışık tutacak bir tema belirlemektedir. 2022 yılı Ramazan Ayı’nın teması da “Ramazan ve Doğruluk” olarak belirlenmiştir. Yüce dinimiz İslam, istikamet üzere olalım, dosdoğru yol üzerinde bir ömür geçirelim diye bizlere gönderilmiştir. Yüce Rabbimiz bu hususta Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Şüphesiz, Rabbimiz Allah’tır deyip, sonra dosdoğru yolda yürüyenlerin üzerine melekler iner. Onlara: Korkmayın, üzülmeyin, size vad’olunan cennetle sevinin! derler.” (Fussilet, 24/30).

Cenab-ı Hak, kullarına özde, sözde ve davranışlarında dosdoğru olmalarını emretmiştir. Bu eskimez, çağlar üstü hakikat yine bize Kur’an’da şöyle hatırlatılmaktadır: “O halde seninle beraber tövbe edenlerle birlikte emrolunduğun gibi dosdoğru ol! Aşırı da gitmeyin. Çünkü O, sizin yaptıklarınızı çok iyi görendir.” (Hud, 11/112).

Kur’an, insanları dilleri, ırkları, cinsiyetleri, renkleri ve toplumsal statüleri ile değil, inançları, düşünceleri, sözleri, iş ve amelleri ile değerlendirir. Zira insanın dünya ve ahiret saadeti ile toplumun huzur ve sükûnu ancak inanç, eylem ve niyetlerinin dosdoğru olması ile mümkün olur. Nitekim Allah’ın kendileri için büyük mükâfat hazırladığı insanların vasıflarının zikredildiği Ayet-i Kerime’de “Özü sözü doğru erkekler ile özü sözü doğru kadınlar” (Ahzap: 35) buyrularak bu büyük mükâfata ancak doğru istikamet üzere olanların nail olacağı bildirilmiştir.

Ramazan ayı müminin vahiyle miadı; kendi öz benliğine ve fıtratı selime dönüşün vaktidir. O, bir yandan oruçla nefsin meşru olmayan istek ve arzularını terbiye eder, bir yanda da namaz dua, zikir, teravih ve gece ibadetleriyle duygu ve düşüncelerini Şeytanın tuzaklarından temizleyerek ruhunu yüceltir ve “insanı kâmil” mertebesine çıkmak için mücahade eder. Böyle bir yaşamı hayat düsturu haline getirenleri Allah (c.c.) şu âyetle müjdeler; “Rabbimiz Allah’tır” deyip de dosdoğru çizgide yaşayanlar, işte onların üzerine melekler şu müjdeyle inerler: “Korkmayın, kederlenmeyin, size vaad olunan cennetle sevinin!” Biz, dünya hayatında da âhirette de sizin dostunuzuz. Orada, çok bağışlayıcı, çok merhametli olan Allah’tan bir ikram olarak sizin için canınızın çektiği her şey bulunacak, yine orada umduğunuz her şeyi elde edeceksiniz.”( Fussilet Suresi:30-33)

 

Oruç, sadece bedenimizi aç ve susuz bıraktığımız bir ibadet değildir. Orucu makbul kılan, tüm organlarımıza oruç tutturmamızdır. Bunu mümkün kılacak olan ise işimizde ve sözümüzde doğruluğu esas kılmaktır. Yalan söylemek, yapılan ibadetin şuuruna tam olarak varılamadığını gösterir. Yalanı terk etmeden tutulan oruçtan kişinin nasibi ancak aç ve susuz kalmaktır. Nitekim Peygamberimiz bir hadislerinde bizleri şöyle uyarmaktadır: "Yalanı ve yalana göre hareket etmeyi terk etmeyenin yemeyi içmeyi bırakmasına Allah'ın ihtiyacı yoktur." (Buhârî, Savm, 8 )

  Allah’a inanmış bir Müslüman kalbiyle, sözüyle, işiyle velhasıl her yönüyle doğru olacaktır ve olmalıdır. Allah’a inanan Müslüman olduğu gibi görünür, göründüğü gibi de olur. İçi başka dışı başka olmaz. Gerçek mümin hakkı sever, hakkı söyler, hakkı saklamaz. Başkalarının hakkına tecavüz etmez. Yalan söylemez, yalan yere yemin etmez, yalan şahitlik yapmaz. Hiç bir işine hile karıştırmaz. Hele millet malına her ne şekilde olursa olsun asla göz dikmez. İşte doğruluk ve istikamet budur.

     Doğrulukta izzet ve şeref vardır, saadet ve selamet vardır. Doğru olan milletler, hem toplumsal açıdan hem de ekonomik açıdan yükselir. Doğruluğu şiar edinen toplumlar doğru olur. Böyle bir toplumda herkes huzur ve sükûn içinde yaşar. Anarşi ve kargaşa olmaz, kimse kimsenin ırz ve namusuna göz koyamaz. Bunun içindir ki, Hz Peygamber (SAV) şöyle buyuruyor: 

     “Kim ki, bize hile ve hıyanet ederse (bizi aldatırsa) o, bizden değildir.”

     Bir başka hadiste de Hz Peygamber (SAV) şöyle buyurur:

     “Doğruluk hayra, hayır da cennete götürür. Muhakkak ki mümin kişi doğru söyler. Allah katında sıddık olarak yazılır. Yalan, fısk-ı fücura, fısk-ı fücur da cehenneme sürükler. Muhakkak ki kişi yalan söyler. Dolayısıyla Allah katında çokça yalan söyleyen olarak kaydedilir.”

            Rabbim cümlemizi, özünde, sözünde, işinde, doğru olanlardan eylesin.

            Rabbim istikametten ayırmasın.

            Selam ve Dua İle…

 

            Yasin ULUSOY / Din Hizmetleri Uzmanı

 

 



Türk Polis Teşkilatının 179. Kuruluş Yıldönümü

Türk Polis Teşkilatının 179. Kuruluş Yıldönümü

KGK ailesi iftar serisinin son durağı İstanbul oldu.

KGK ailesi iftar serisinin son durağı İstanbul oldu.

BAYRAMLAR TOPLUMU SEVGİ VE HOŞGÖRÜ ZEMİNİNDE BULUŞTURUYOR

BAYRAMLAR TOPLUMU SEVGİ VE HOŞGÖRÜ ZEMİNİNDE BULUŞTURUYOR

BELEDİYE BAŞKANI DR. EVREN DİNÇER, RAMAZAN BAYRAMI DOLAYISI İLE KU...

BELEDİYE BAŞKANI DR. EVREN DİNÇER, RAMAZAN BAYRAMI DOLAYISI İLE KU...

Ankara’da KGK 6’ıncı iftar buluşması gerçekleşti.

Ankara’da KGK 6’ıncı iftar buluşması gerçekleşti.

Tatar, ABD’nde konuştu: Haksızlıklara sabrımız kalmadı.

Tatar, ABD’nde konuştu: Haksızlıklara sabrımız kalmadı.

BELEDİYE BAŞKANI DR. EVREN DİNÇER MAZBATASINI ALDI

BELEDİYE BAŞKANI DR. EVREN DİNÇER MAZBATASINI ALDI

AKSARAY EMNİYET MÜDÜRLÜLÜĞÜ ASAYİŞ ŞUBEDEN HUZUR DENETİMİ

AKSARAY EMNİYET MÜDÜRLÜLÜĞÜ ASAYİŞ ŞUBEDEN HUZUR DENETİMİ